Küçük hayatların olağan duygularını, büyük romanlara, görkemli filmlere konu olmayacak kadar küçük sevgi ve umut kırıntılarını bir araya getirip küçük, şiirli metinler hazırlıyor; ayrıntılarda takılıp kalan küçük sevinçleri dinleyicilerine hatırlatıyordu.
Bir Ankara gecesinin geç saatlerinde, hayata dair sorular içini kemirirken kitapları karıştırmak, hayatın daha çetrefil, daha cevapsız sorularıyla karşılaşmak demekti. Bu onu hem çekti, hem korkuttu. Cevapsız soruları azdı sanki...