Kamber de kim ola ki onsuz düğün olmuyor? Paye ve ahtapot sözcükleri arasında nasıl bir ilişki var? Başına kuş pisleyen neden piyango bileti almak ister? Hunharca gülenlerden neden korkmalıyız? Hıyar neden kaba bir sözcük kabul edilmeye başlandı? “Ant” neden yenmez de içilir?Eğlenceli, bilgilendirici ve ilham verici hikâyelerle dolu Edebiyatçı Gözüyle Sözün İzinde, dilin inceliklerini bir edebiyatçının bakış açısıyla ele alırken deyimlerin arka planındaki tarihi olayları inceleyip geçmişin dil üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor...Doğru sandığımız, yanlış kullandığımız ifadeleri; birbiriyle ilgisiz sandığımız sözcüklerin arasındaki şaşırtıcı anlam ilişkilerini ve sözcüklerin kökenlerini öğrenirken her kelime kendi öyküsü, her deyim kendi kültürünün izleriyle inceleniyor.Etimoloji meraklıları için, kelimelerin zaman içinde nasıl evrildiğini anlatırken tarihi ve kültürel bağlarını da ortaya koyarak okuyucuları dilin gizemli labirentlerinde gezdiriyorKitabınız elinizde, yastığınız belinizde, Edebiyatçı Gözüyle Sözün İzinde bir yolculuğa var mısınız?
Eskiden insanlar görmeden de birine âşık olabilirmiş. Bunun en somut örneklerinden biri de İlhan Berk’tir.
Gazetelerde şiirleri yeni yeni yayımlanan Ülkü Tamer’i henüz tanımayan İlhan Berk, yazdığı şiirler sebebiyle onu karşı cinsten biri zannedip Tamer’e bir aşk mektubu göndermiştir.
Halk arasında "gadasını aldığım" sözündeki "gada", Arapça "kaza" sözünden gelir. Anadolu'da da k ve g telaffuzu eğilimi olduğu için kaza sözcüğü olmuş bize "gada". Peki ne demek "gadasını aldığım"? "ona gelecek her kaza bela bana gelsin." anlamında kullanılıyor.