Tabii ki herkesin ahiret hayatındaki mükafatı, dünyadaki yaşayışına göre olacaktır. Dolayısıyla ahiretteki mutlu hayatı gören mü’minler dünyada geçirdikleri hayatın bir hapis hayatı olduğunu, kafirler ise dünyadaki hayatlarının cennet olduğunu anlayacaklardır.
Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer o et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalptir.
Müslümanın kendi inançlarına ters düşenlere benzemesi dünyada şahsiyet zafiyetine, gittikçe kendisine ve değerlerine yabancılaşmaya ve karşıt güçlere uşak olmaya sevkedecek; ahirette ise azaba yol açacaktır.
Yazarın yarın katılacağım söyleşisi için bugün alıp beş saat boyunca aralıksız okuyup bitirdiğim nadir kitaplardan biri. Bu beş saat, beni ahir zamandan alıp bambaşka bir atmosfere götürdü. Kitap oldukça faydalı, üstelik sade ve açık bir dille yazılmış.
Kitap, sadece bir geleneği eleştirmekten ibaret değil aynı zamanda hadis ilmine nasıl yaklaşmamız gerektiğine dair çok yönlü bir bakış açısı sunuyor. Yavuz Köktaş’ın anlatımı öyle akıcı ve yalınki, konunun teknik tarafları bile seni boğmadan ilerliyor. Ehl-i Hadis’in tarihsel arka planını, metodolojisini ve bu doğurduğu sonuçlarını sistematik bir şekilde anlatması, kitabı gerçekten değerli kıldı.
En sevdiğim noktalardan biri, yazarın eleştirel yaklaşımının kırıcı değil daha çok düşünmeye sevk eden, tartışmaya açık bir çizgide olması. Böylece okurken sadece bilgilenmiyorsun, aynı zamanda bir yolculuğa da çıkıyorsun. Hadis geleneğinin tarih boyunca nasıl şekillendiğini ve özellikle modern dönemde hangi fikrii temeller üzerine oturduğunu sade bir dille ortaya koyması eseri hem akademik hem de genel okuyucu için oldukça erişilebilir hale getiriyor.
Kısacası, hem diliyle hem içeriğiyle gerçekten dolu dolu bir çalışma. Bu tür konulara ilgi duyan herkesin kütüphanesinde bulunması gerektiğini düşünüyorum. Yarın kitabımı doğrudan yazara imzalatacağım için ayrıca heyecan duyuyorum.