Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, dar çevre yitikleri’nde önem kazanmaya…
"Yedi rengin içinden sıyrılan Bir dünya gülüyor odanın tavanında" diyor Şükrü Erbaş. Sonra Ömür hanıma sesleniyor, okurken ayrı, seslendirmeleri dinlerken ayrı haz alıyorum.
Ezilmiş bir gül hüznü doluyor benim de yüreğime. Ömür hanım oluyorum biraz. Biraz da güz.