Ansızın bu dünyada hiç yaşamamış olduğu hissine kapılması onu şaşırtmıştı. Bu doğruydu. Hiç hayatını yaşamamıştı. Hatırlayabildiği çocukluk döneminden beri yaptığı tek şey sadece sabretmekti.
İnsanoğlu özünde acımasız bir varlık mıdır? Bizler sadece evrensel tecrübebeleri mi yaşıyoruz? Sadece yüce bir varlık olduğumuz yanılgısıyla yaşıyoruz hepsi bu; her an bir hiç olan böcek, hayvan, irin, iltihap kümesine dönüşebilir miyiz acaba? Hakarete uğrayıp, mahvedilip öldüıii lmek, tarihte defalarca kez tekrarlanan bütün bunlar insanoğlunun kaçınılmaz kaderi mi acaba?
İnsanlar öldüğünde havalanan minik kuş, yaşarken bedenlerinin neresindedir acaba? Kaşlarının çatında mı, kafasının üstünde mi yoksa kalbinde bir yerlerde mi?
Bazı anıların açtığı yaralar kapanmaz. Zaman geçtikçe anılar bulanıklaşmıyor aksine geriye bir tek o anı kalıyor ve diğer her şey yavaş yavaş yok oluyor.