Oğuzhan

@vayogivay
Üye
calendar_month Ağustos 2025 tarihinde katıldı
OKUMALARIM
Tümü
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Yalnız olmamak için mutlaka insanlarla beraber mi olmak lazım?
308'in 288. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
296
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Hayat, o dinçliği de, büyük ümitleri de alıp götürmüş, geriye ümitsiz, hasta, melankolik bir adam kalmıştı.
308'in 278. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
302
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Gönlündeki kasırganın geçmesini bekliyordu ama geçeceğine dair hiçbir belirti gözükmüyordu.
308'in 239. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
312
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
İnsanlar, babalarıyla analarının dağ gibi ümitleriyle dünyaya geldikten sonra denizler gibi ümitsizlikler içinde boğularak kaybolup gidiyorlardı.
308'in 234. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
313
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden ?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu ?
Pervane olan kendini gizler mi alevden ?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu...
308'in 233. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
327
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Ağlamak da hayata dönmenin işaretiydi.
308'in 160. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
335
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Herkes tarafından kabul olunan düşüncelere tahammül edemiyordu.
308'in 157. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
344
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Hayatında zaten huzur diye bir şey kalmamıştı, ama bu kadar bezginlik ve bunalma da görmemişti.
308'in 152. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
342
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
İnsanlar güvenilmeye layık değildir.
308'in 100. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
359
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
İnsanlar okunmamış birer kitaptır.
308'in 95. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
353
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Gönlü kırıla kırıla toz haline gelmiş.
308'in 69. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
291
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
O yaralı bir insandı.
308'in 67. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
301
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Hiçbir şeyden şikayet etmiyor, fakat hiçbir şeyi de beğenmiyordu.
308'in 65. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
301
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Bazen sözle ifade edilemeyen şeyler gözlerle ifade edilir.
308'in 48. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
294
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Kudurmuş bir fırtınada denize düşen bir insan gibi ümitsizdi.
308'in 46. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
284
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
İçinde ferahlık duymasıyla gönlünün kararması bir oluyor ve bu hep böyle devam edip gidiyordu.
308'in 39. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
287
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
ruh hali :)
İnsanlardan iğreniyor. Kimseyi görmeye tahammülü yok.
308'in 34. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
288
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
12g
Hakikaten şu insanlar pek müz’iç mahkûklardı.
308'in 33. sayfasında
Ruh Adam
Hüseyin Nihal Atsız - Ötüken Neşriyat - 2024
1 276
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
maneviyat
Bu kadar geçici ödüller kazanmak niye bu kadar önemli? Neredey­se ortaya çıktığı an kaybolan bir şey için neden bu kadar çaba? Budizme göre acı çekmenin kökeni, ne acı ve mutsuzluk ne de anlamsızlık hissi­dir. Aksine, bizi sürekli gergin, yorgun ve memnuniyetsiz kılan, geçici duygular için verilen sürekli uğraştır. Bu nedenle, zihin haz duyarken bile memnun değildir; çünkü hazzın kısa süre sonra azalacağını düşü­nürken, bir yandan da kalıcı olması ve yoğunlaşması için çabalar. İnsanlar şu veya bu hazzı duyumsarken değil, tüm bunların geçici ol­duğunu anlayıp özümsediklerinde ve daha fazlasını istememeyi başar­dıklarında acı çekmekten özgürleşirler
412'in 385. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
363
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Nietzsche’nin de söylediği gibi, yaşamak için bir sebebiniz varsa her şey­le baş edebilirsiniz. Anlamlı bir hayat, zorluklar içinde geçse de son dere­ce tatmin edici olabilir, buna karşılık anlamsız bir hayat da ne kadar kon­forlu olursa olsun korkunç olabilir.
412'in 382. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
378
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
“Mutluluk İçimizde Başlar.” Para, toplumsal statü, plastik cerra­hi, güzel evler, iktidar konumları, bunların hiçbiri size mutluluk getir­mez, uçup gitmeyen gerçek mutluluk sadece serotonin, dopamin ve oksitosin sayesinde olur.
412'in 380. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
363
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
terapiye giden yol :)
Ortalama bir insan gün içinde onlarca kez saate bakar, çünkü yaptı­ğımız neredeyse her şeyin zamanında yapılması gereklidir. Bir çalar saat bizi sabah 7:00’da uyandırır, donmuş simidi mikrodalga fırında 50 sani­yede ısıtırız, elektrikli diş fırçası bipleyene kadar dişlerimizi 3 dakika bo­yunca fırçalarız, işe gitmek için 7:40 trenini yaklarız, spor salonundaki koşu bandı yarım saatin dolduğunu bildirmek için bipleyene kadar koşa­rız, akşam 7’de en sevdiğimiz programı izlemek için televizyonun karşı­sına geçeriz, program ne zaman olacağı önceden belirlenmiş anlarda sani­yesi 1000 dolarlık reklamlarla kesilir ve nihayet tüm kızgınlığımızı artık bir standart hâline gelmiş 50 dakikalık terapi süresince akıtırız.
412'in 349. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
387
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Tarih boyunca insanların çoğu yokluk içinde yaşadılar, dolayısıyla tu­tumluluk altın kelimeydi. İyi bir insan lüks­ten kaçınır, asla gıdayı ziyan etmez ve eski kıyafetlerini atıp yenilerini al­mak yerine yırtıklarını yamar. Eskiden sadece krallar ve soylular bu tip değerleri hiçe sayarak zenginliklerini cömertçe sergileyebilirlerdi.
412'in 341. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
368
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
“bilgi güçtür”
412'in 259. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
386
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
• Cehaleti kabullenmek: Modern bilim, “bilmiyoruz” anlamına gelen Latince öğüde dayanır ve hiçbir şeyi bilmediğimizi varsayar. Bundan daha da önemlisi, şu ana kadar bildiğimizi sandığımız şey­lerin zamanla yanlış çıkabileceğini de kabul eder; hiçbir kavram, fi­kir veya teori kutsal ve eleştiriden muaf değildir.
• Gözlem ve matematiğin temel önemi: Modem bilim cehaletimizi peşinen kabul ederek yeni bilgiye ulaşmayı hedefler, bunu da göz­lemler yaparak ve sonra matematiksel araçlarla bu gözlemleri kap­sayıcı teorilere dönüştürerek gerçekleştirir.
• Yeni güçlerin elde edilmesi: Modern bilim teoriler üretmekle ye­tinmez, bu teorileri yeni güçler edinmek ve bilhassa da yeni tekno­lojiler geliştirmek için kullanır.
412'in 251. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
383
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Hayatın anlamı mücadeledir.
412'in 235. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
386
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Gautama bu kısırdöngüden çıkmanın bir yolunu bulmuştu. Eğer zi­hin keyifli ya da can sıkıcı bir şeyler yaşadığında bu olayları oldukları gibi kabul ederse, o zaman acı doğurmaz. Eğer üzüntüyü, üzüntüden kurtul­mayı dileyerek yaşamazsanız gene üzüntü hissetmeye devam edersiniz, ama bundan acı çekmezsiniz, hatta üzüntüde bile bir zenginlik bulabilir­siniz. Eğer mutluluğu, mutluluğun uzayıp yoğunlaşabileceği ihtimalini düşünmeden yaşamayı başarabilirseniz, akıl sağlığınızı kaybetmeden bu mutluluğu hissedebilirsiniz.
412'in 226. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
381
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
İyiyle Kötünün Savaşı
Düalist dinler birbirine karşıt iki gücün varlığına inanırlar: iyi ve kötü. Tektanrıcılığın aksine düalizmde kötünün Tanrı tarafından yaratılmadı­ğına veya onun kontrolüne girmemiş bağımsız bir güç olduğuna inanılır. Düalizm tüm evrenin bu iki güç arasındaki mücadeleye sahne olduğunu ve dünyada olup biten her şeyin bunun eseri olduğunu söyler. Düalizm çok çekici bir dünya görüşü olmuştur, çünkü insanlığın önemli dertlerinden olan meşhur Kötülük Problemi’ni çok kısa ve basit bir biçimde açıklar. “Dünyada neden kötülük vardır? Neden acı vardır? Neden iyi insanların başına kötü şeyler gelir?” Tektannlı dinlerin her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve tamamen iyi olan bir Tanrı’nın dünya­daki bunca acıya neden müsaade ettiğini açıklayabilmek için ciddi zihin­sel çaba harcamaları gerekir. Bu konuda en çok bilinen açıklamalardan biri, bunun Tanrı’nın insanların iradesini özgür bırakma yöntemi oldu­ğudur. Kötülüğün olmadığı yerde insanlar iyiyle kötü arasında seçim ya­pamaz ve dünyada hür irade olamazdı. Fakat bu sezgiye dayalı bir cevap olmadığı gibi başka sorular da doğurur. Hür irade insanların kötüyü seç­mesine izin verebilir ve gerçekten de pek çoğu kötüyü seçmektedir. Bu da tektanrıcı yaklaşıma göre ilahi cezalandırma gerektiren bir seçim ola­caktır. Eğer Tanrı birinin kendi iradesiyle kötüyü seçeceğini ve bu yüz­den de cehennemde sonsuz işkencelerle cezalandırılacağını önceden bi­liyorsa, onu neden yaratır? İlahiyatçılar bu tip soruları cevaplamak için sayısız kitap yazdılar. Bazıları bu cevabı inandırıcı bulurken, bazılarıysa bulmadılar. Kesin olan şey tektanrılı dinlerin Kötülük Problemi’yle baş ederken zorlandıklarıdır.
412'in 221. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
370
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Voltaire Tanrı hakkında, “Tanrı yoktur ama bunu sakın hizmetkarıma söylemeyin, yoksa geceleyin beni öldürür,” demiştir. Hammurabi aynı­sını hiyerarşi ilkesi hakkında, Thomas Jefferson da insan hakları için söy­lerdi. Homo sapiens’in doğal hakları yoktur, tıpkı örümcekler, sırtlanlar ve şempanzelerin doğal haklan olmadığı gibi; ama bunu hizmetkarları­mıza söylememeliyiz, yoksa geceleyin bizi öldürürler.
412'in 119. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
333
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Biyoloji bilimine göre insanlar “yaratılmamış”, evrimleşmiştir. Ve evrim kesinlikle eşitlikçi değildir. Eşitlik fikri yaradılış inancıyla iç içe geçmiş­tir. Amerikalılar eşitlik fikrini Hıristiyanlıktan almışlardır, buna göre de her insanın ilahi şekilde yaratılmış bir ruhu vardır ve tüm ruhlar Tanrı önünde eşittir. Ancak eğer Hıristiyanların tanrı, yaradılış ve ruhlar hakkındaki mitlerine inanmıyorsak, tüm insanların “eşit” olması ne anlama gelmektedir? Evrim eşitlik değil farklılık üzerine kuruludur. Her insan diğerlerinden az da olsa farklı bir genetik kod taşır ve doğumundan iti­baren farklı çevresel etkilere maruz kalır. Bu durum, insanların hayatta kalmaya farklı şekilde etki eden farklı özellikler geliştirmelerini sağlar. “Eşit yaratılmıştır” ifadesi bu yüzden aslında “farklı yönde evrilmiştir” olarak tercüme edilmelidir.İnsanlar yaratılmamış olduğu gibi, biyoloji bilimine göre ortada bu in­sanlara bir şeyler “bahşeden” bir “Yaratıcı” falan da yoktur. Ortada sade­ce hiçbir amacı olmayan son derece “körü körüne” ilerleyen bir evrimsel süreç var ve bu da insanların “doğmasını” sağlıyor. “Yaratıcı tarafından bahşedilmiş”, aslında “doğmuş” olarak tercüme edilmelidir.Benzer şekilde, biyolojide hak diye bir şey de yoktur. Sadece organlar, beceriler ve özellikler vardır. Kuşlar uçmaya hakkı olduğu için değil ka­natları olduğu için uçar. Aynca bu organların, becerilerin ve özelliklerin kimsenin “elinden alınamaz” olması söz konusu değildir. Pek çoğu sü­rekli mutasyon hâlindedir ve zamanla yok olmaları da gayet mümkün­dür. Örneğin devekuşu uçma becerisini kaybetmiş bir kuştur. Bu yüz­den “kimsenin elinden alınamaz” haklar, “mutasyona uğrayabilen özellikler” olarak tercüme edilmelidir.
412'in 118. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
309
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
harika tespit
Tarihin en kesin yasalarından biri de şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç hâline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hâle gelirler. Kendi çağımızdan başka bir örneği ele alalım. Son birkaç yılda hayatı daha rahatlatacağını varsaydığımız sayısız şey icat ettik: Çamaşır makineleri, elekt­rikli süpürgeler, bulaşık makineleri, telefonlar, cep telefonları, bilgisayarlar, e-posta vs. Eskiden bir mektup yazıp zarfa koymak, üstüne pul yapıştırıp posta kutusuna atmak insanı epey uğraştıran bir işti, mektu­ba cevap almak günler veya haftalar, hatta aylar alabiliyordu. Günümüz­deyse bir dakika içinde çabucak bir e-posta yazıp dünyanın öbür ucuna gönderebiliyorum ve eğer gönderdiğim kişi çevrimiçiyse anında cevap alabiliyorum. Böylece mektup yazmanın aldığı tüm zamanı ve çabayı ortadan kaldırmış oldum, peki bugün daha rahat bir hayat mı yaşıyorum?Maalesef cevap hayır. Klasik posta çağında insanlar yalnızca gerçek­ten söyleyecekleri önemli bir şey olduğunda mektup yazarlardı. Akılla­rına gelen ilk şeyi yazmak yerine ne söylemek istediklerini ve bunu na­sıl aktaracaklarını önceden dikkatli bir şekilde düşünürlerdi. Bunun so­nucunda da, aynı şekilde düşünülmüş bir cevap almayı beklerlerdi. Za­ten çoğu insan ayda birkaç mektuptan fazlasını yazmıyordu ve gelen mektuplara da hemen cevap vermek gibi bir zorunluluk duyulmuyordu. Bense bir gün içinde düzinelerce e-posta alıyorum ve bunların hepsini hızlıca cevaplandırmam gerekiyor. Bu icatları yaparken zaman kazana­cağımızı düşünüyorduk, ancak aslında günlerimizi daha endişeli ve kay­gılı geçirmemize sebep olacak şekilde hayatın hızını normalin on katına çıkartmış olduk.
412'in 99. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
307
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Daha çok çalışırsanız daha iyi bir yaşamınız olur
412'in 98. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
314
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Ne kadar çok türü orta­dan kaldırmış olduğumuzu bilseydik, hâlâ hayatta olanları korumak için daha istekli olurduk. Bu, özellikle de okyanusların büyük hayvanları için geçerli. Karada yaşayan muadillerinden farklı olarak deniz hayvan­ları Bilişsel Devrim ve Tarım Devrimi’nden çok kötü etkilenmediler, an­cak şu anda çoğu, sanayi kirliliği ve insanların okyanus kaynaklarını aşı­rı kullanması sebebiyle tükenmenin eşiğinde. Eğer her şey şimdiki hızında seyrederse balinaların, köpekbalıklarının, ton balıklarının ve yu­nusların diprotodonlar, tembel hayvanlar ve mamutlar gibi yok olma ih­timali yüksek. Dünyanın tüm büyük yaratıkları arasında insan selinde tek hayatta kalabilenler, yine, Nuh’un Gemisi’nde köle olarak bulunan çiftlik hayvanları ve insan olacak
412'in 85. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
306
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Köpek Homo sapiens tarafından evcilleştirilen ilk hayvandı ve Tarım Devrimi'nden önce evcilleştirilmişti. Uzmanlar tam tarih konusunda anlaşamıyorlar, fakat günümüzden on beş bin yıl önce evcilleştirilmiş köpeklerle ilgili gayet ikna edici kanıtlarımız var, hatta köpekler insan gruplarına binlerce yıl önce bile katılmış olabilirler.
Köpekler hem avlanmak hem de savaşmak, ayrıca vahşi hayvanlara ve davetsiz misafirlere karşı da bir alarm sistemi olarak kullanılıyordu. Nesiller boyunca, iki tür birbirleriyle daha iyi iletişim kuracak şekilde birlikte evrildi. İnsanların ihtiyaçlarına ve duygularına en çok dikkat eden hayvan olan köpekler, insanlar tarafından diğer hayvanlara göre daha çok ilgi görüp beslendiler, bu yüzden de hayatta kalma şansları daha yüksekti. Eşzamanlı olarak köpekler de, insanları kendi ihtiyaçları için manipüle etmeyi öğrendiler. 15 bin yıllık bağ, insanlarla köpekler arasında, insanlarla diğer hayvanlar arasındakinden çok daha derin bir yakınlık ve karşılıklı anlaşma yarattı; hatta bazı durumlarda köpekler de tıpkı insanlar gibi törenle gömüldüler.
412'in 58. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
331
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
:)))))
bir yeşil maymunun ortada aslan falan yokken, “Dikkat et! Aslan!” dediği gözlenmiştir. Bu tür bir uyarı doğal olarak, muz bulmuş diğer maymunun korkup kaçma­sına neden olurken, yalancının muzu tek başına yiyebilmesini sağlar.
412'in 45. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
377
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Tarihin büyük kıs­mı şu soru etrafında döner: Birileri, milyonlarca insanı tanrılara, millet­lere veya sınırlı sorumlu şirketlere inanmaya nasıl ikna eder? Bu başarıl­dığında Sapiens’e olağanüstü büyük bir güç verir, çünkü bu milyonlarca yabancının ortak bir hedef uğrunda işbirliği yapmasını ve birlikte çalış­masını sağlar. Kendi aramızda, sadece fiziksel olarak var olan şeylerden, örneğin nehirlerden, ağaçlardan ve aslanlardan bahsedebilseydik eğer, devletlerin, kiliselerin ve hukuk sistemlerinin kurulmasının ne kadar zor olacağını bir düşünün.
412'in 44. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
344
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Katolik papaz doğru kelimeleri doğru anda ağırbaş­lı bir şekilde söylediğinde bildiğimiz ekmek ve şarap Tanrı’nın bedeni ve kanına dönüşür. Papaz heyecanla “Hoc est corpus meum!” (Latince “Bu benim bedenim”) der, ve hokus pokus, ekmek İsa’nın bedenine dönüşür. Papazın titizlikle ve gayretle tüm prosedürü izlediğini gören milyonlarca imanlı Fransız Katolik de, Tanrı’nın gerçekten kutsanmış ekmek ve şa­rapta yaşadığına inanır.
412'in 44. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
346
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Sadece Homo sapiens’in var olmayan şeyler hakkında konuşabildiği iddiası herkesçe kabul edilebilecek bir önerme. Bir maymunu, ölümden sonra gideceği maymun cennetindeki sınırsız muzla kandırarak elinde­ki muzu vermeye asla ikna edemezsiniz
412'in 37. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
340
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Ama ateşin en önemli katkısı pişirmekti. İnsanların normalde sindiremedikleri buğday, pirinç ve patates gibi yiyecekler, pişirebilme becerisi sayesinde şu anda beslenmemizin temelini oluşturuyor. Ateş besinlerin kimyasını değiştirmekle kalmadı, onların biyolojisini de değiş­tirdi. Pişirmek gıdalarda bulunan parazit ve mikropları yok ettiği gibi, insanların eskiden beri çok sevdikleri meyve, kabuklu yemiş, böcek ve leşler pişirildiklerinde daha rahat çiğnenip sindirilebiliyordu. Şempan­zeler günde beş saatlerini çiğ besinleri çiğnemeye harcarken, insanların pişmiş besinleri yemeleri için bir saat yeterli oluyordu. Yemek pişirmenin icadı insanların daha çeşitli besinler yiyebilmesi­ni, yeme işlemini daha kısa sürede yapabilmesini, ayrıca daha kısa bağır­sak ve daha küçük dişlerle idare edebilmesini sağladı
412'in 25. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
327
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
İnsanlar ilk olarak 2,5 milyon yıl önce Doğu Afrika’da, “Güney May­munu” anlamına gelen Australopithecus adı verilen bir maymun cinsin­den evrimleşti. Yaklaşık iki milyon yıl önce, bu arkaik erkek ve kadınla­rın bazıları anayurtlarını terkederek Kuzey Afrika, Avrupa ve Asya’nın çeşitli yerlerine göç ettiler. Kuzey Avrupa’nın karlı ormanlarında hayat­ta kalmak, Endonezya’nın nemli cangıllarından daha farklı özellikler ge­rektirdiğinden, insan toplulukları farklı yönlerde evrildiler. Bunun so­nucunda pek çok farklı tür ortaya çıktı, bilim insanları da bunların her birine ayrı birer şatafatlı Latince isim koydular.
412'in 19. sayfasında
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Yuval Noah Harari - Kolektif Kitap - 2023
327
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.
152'in 108. sayfasında
Martı Jonathan Livingston Ciltli
Richard Bach - Epsilon Yayınevi - 2018
477
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
En doğru yasa bizi özgürlüğe götürecek olandır.
152'in 99. sayfasında
Martı Jonathan Livingston Ciltli
Richard Bach - Epsilon Yayınevi - 2018
483
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
sevgiyi sakın ihmal etme.
152'in 74. sayfasında
Martı Jonathan Livingston Ciltli
Richard Bach - Epsilon Yayınevi - 2018
493
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Cennet diye bir yer yok mu ?
"Hayır Jonathan, böyle bir yer yok. Cennet bir yer, bir mekan değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir.
152'in 60. sayfasında
Martı Jonathan Livingston Ciltli
Richard Bach - Epsilon Yayınevi - 2018
497
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Nereden geldiğimizi hemen unutup nereye gittiğimizi merak bile etmeden, günübirlik yaşayarak çoğu kez birbirinin aynısı olan şeyi yaptık; bir dünyadan gelip diğerine gittik. Yemekten, birbirimizle mücadele etmekten, sürüye gücümüzü kanıtlamaya çalışmaktan daha başka yaşama nedenleri olduğunu öğrenmek için kaç yaşamdan geçmek zorunda kaldık, bir fikrin var mı Jonathan? Binlerce Jon, on binlerce! Ardından, mükemmelik diye bir şeyin varlığını fark edene kadar yüzlerce yaşam daha... Yaşama amacımızım mükemmeli bulma ve onu açığa çıkarma olduğunu anlamak için diğer yüzlercesi yaşandı.
152'in 58. sayfasında
Martı Jonathan Livingston Ciltli
Richard Bach - Epsilon Yayınevi - 2018
494
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi.
152'in 38. sayfasında
Martı Jonathan Livingston Ciltli
Richard Bach - Epsilon Yayınevi - 2018
515
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Yarı deli bir kral, Nasreddin'i eşek çaldığı için idama mahkûm etmiş. Tam idam edilecekken Nasreddin haykırmış: "Bu hayvan aslında benim kardeşimdir, bir büyücü onu bu kılı­ğa soktu, bir yıllığına bana teslim edilirse bizim gibi konuşmayı öğretirim ona!" Aklı karışan hükümdar sanığa vaadini yinelet­tirmiş, sonra da hükmünü vermiş: "Öyle olsun! Ama günü gü­nüne bir yıl içinde bu eşek konuşmazsa idam edileceksin." Ora­dan ayrılırken karısı Nasreddin'in yakasına yapışmış: "Böyle bir şeyi nasıl vaat edebildin? Bu eşek konuşmayacak, biliyor­sun. "Tabii ki biliyorum, diye cevap vermiş Nasreddin, ama bir yıl sonra kim öle kim kala? Bir yıl içinde kral da ölebilir, eşek de ölebilir, ben de ölebilirim."
318'in 309. sayfasında
Semerkant
Amin Maalouf - Yapı Kredi Yayınları - 2024
547
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
Sevmeyi bilmiyorsan şayet, neye yarar gü­neşin doğması ve batması?
318'in 157. sayfasında
Semerkant
Amin Maalouf - Yapı Kredi Yayınları - 2024
565
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
herkes suçlu :))
"Kâinat daha iyi yaratılabilir miydi?" "Evet" diyenler, Allah'ın eserine yeterince özen göstermediğini ima ettikleri için, dinsizlikle suçlanıyorlardı. "Hayır" diyenler de, Yüce Yaratan'ın elinden daha iyisinin gelmeyeceğini kastettikleri için dinsizlikle suçlanıyorlardı.
318'in 155. sayfasında
Semerkant
Amin Maalouf - Yapı Kredi Yayınları - 2024
558
Oğuzhan
@vayogivay
Alıntı
1a
iflah olmaz bir yalnızlık çekiyordu
318'in 151. sayfasında
Semerkant
Amin Maalouf - Yapı Kredi Yayınları - 2024
570