"Viyana"diyor. Benim için dünyanın diyapazonuydu. Bu kelimeyi -Viyana'yı- telaffuz etmek, bir diyapazona vurup o sırada konuştuğum kişinin bu sesi nasıl duyduğuna kulak vermek gibiydi. İnsanları bununla sınıyordum. Çünkü Viyana sadece bir şehir değil, aynı zamanda kişinin ya sonsuza dek ruhunda taşıdığı ya da hiçbir zaman taşımadığı bir sesti.