Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi adlı romanı, şimdiye kadar okuduğum en ilginç eserlerden biri oldu. Roman, Santiago Nasar’ın öldürülüşünü anlatıyor. Fakat asıl çarpıcı nokta şu: bütün kasaba halkı bu cinayetten haberdar, ama herkes çeşitli bahanelerle sessiz kalıyor.
Okurken aklımdan hep şu sorular geçti: 👉 Bir kişi bile çıkıp Santiago’ya gerçeği söylemedi mi? 👉 Herkes mi sustu?
Normalde cinayetler gizli saklı işlenir; burada ise tam tersine herkes biliyor, fakat tuhaf bir şekilde kimse engellemiyor.
Marquéz’in bu kitabı sadece bir cinayet hikâyesi değil; toplumun sorumluluğunu, bireysel duyarsızlığı ve kaderin kaçınılmazlığını sorgulatan derin bir eser.
Sonunda kendime şu soruyu sordum:
“Bir felaketi herkes biliyorsa, neden kimse durdurmaz?”
Beni çok düşündüren, aklımda iz bırakan bu roman artık “unutulmaz kitaplar” rafımda yerini aldı.