Tarihe hep uzaktan bakarız, “olmuş, bitmiş” der geçeriz. Ama Halil İnalcık bu kitabıyla bizi o günlerin içine alıyor. Sanki Anadolu’nun işgali, Erzurum’da toplanan insanlar, mecliste yükselen sesler bugün yaşanıyormuş gibi. Kitabı okurken sadece bir tarih anlatısı değil, bir direnişin ruhunu hissediyorsunuz.
Kitapta 1908’den başlayıp Lozan Antlaşması’na kadar uzanan koca bir dönem, sade ve düzenli bir dille anlatılmış. İnalcık, Mustafa Kemal’in liderliğine geniş yer verirken, Sevr, Mudanya, Lozan gibi dönüm noktalarına sağlam analizlerle yaklaşıyor. Ancak sadece büyük isimler yok burada. Anadolu insanı, halkın dayanışması ve “milli irade” kavramı da kitabın ruhunu oluşturuyor.
Benim en çok etkilendiğim nokta, tarafsız ve belgeli anlatımı oldu. Dengeyi çok iyi kurmuş. Bir tarihçi gibi anlatıyor ama bir romancı gibi hissettiriyor.
Tarihe ilgi duyanlara değil sadece, bu toprakların nasıl savunulduğunu, ne bedellerle kurulduğunu anlamak isteyen herkese… Üniversite öğrencileri, öğretmenler, hatta lise çağındaki gençler için bile okunabilir bir kaynak.