İslam'ın doğuşunu ve yayılmasını hazmedemeyen gayrimüslimler, bugüne kadar olduğu gibi günümüzde de İslam’ı aşağılamak, mazlum Müslüman kardeşlerimizin topraklarını ele geçirmek, mazlum kardeşlerimizi sömürmek gibi maksatlarla; Müslüman kardeşlerimize karşı kin, nefret ve zulüm gayretleriyle birlikte faaliyetlerine devam etmektedirler. Günümüz İslam coğrafyasının gelişmiş, genişlemiş ve güçlenmiş kesimleri üzerinde etki gösteremeyen gayrimüslimler; bu insanlık dışı zulüm ve işkence faaliyetlerini, dünya üzerinde zayıf ve güçsüz kalmış olan İslam kesimleri üzerinde yoğunlaştırmaktadırlar. Bu mazlum İslam coğrafyası kesimleri, bugün karşımıza Kudüs, Gazze, Filistin, Arakan, Keşmir gibi yerler olarak çıkmaktadır ve yarın ise kim bilir nereleri kapsayacaktır.
Gayrimüslimlerin zulümleri karşısında, Müslüman kardeşlerimizin karşılaştıkları durumlarla ilgili bizlere kadar ulaşan fotoğraf ve videoları izlemeye dahi dayanamıyor, tahammül edemiyoruz. Bu vahim manzaralar karşısında yüreğimiz yanıyor, içimiz parçalanıyor, beynimiz uyuşuyor, uykularımız kaçıyor, psikolojimiz bozuluyor, hayattan hiçbir tat alamaz hale geliyoruz, ağlıyoruz, sızlıyoruz ancak biçare bir şekilde elimizden hiçbir şey gelmeden izlemekten başka bir şey yapamıyoruz. Peki bu dünyanın huzurunu yaşamak, bu Müslüman kardeşlerimize haram mıdır? Bu kardeşlerimiz bir suçun cezasını mı çekmektedirler? Yoksa ahiretin bir sınav ortamı olan dünyada, Müslümana huzur yok mudur? Müslümanların bu bitmeyen çilesi nedendir? Haşa Allah’ın kanununda mı hata vardır? Yoksa gayrimüslimlerden İslam'ın emrettiği insafı mı beklemek lazım; gerçekten onlardan böyle bir şey beklenebilir mi? Peki gayrimüslimlerin, yapmaktaki maksatları malum olan bu zulüm ve işkenceleri, neden engellenememektedir? Bu zulüm ve işkencelerin engellenememesindeki sorun nedir, nerededir, nasıldır ve kimdedir?
Kitabımızda, tüm bu sorulara cevap oluşturması maksadıyla, belirtilen sorunların çözümlerini, elimizden geldiği ve dilimizin döndüğü ölçüde ele almaya çalıştık.