Yüzyılın en büyük hikâye anlatıcısı J.K. Rowling'den...Küçük bir kasaba hakkında büyük bir roman.Barry Fairbrother kırklı yaşlarının başında beklenmedik bir şekilde hayata gözlerini yumar. Bu ani ölüm yaşadığı kasabanın halkı için büyük bir şok olacaktır.Arnavutkaldırımlı meydanı ve eski kilisesiyle Pagford, sıradan bir İngiliz kırsalı gibi görünse de bu tatlı görüntüsünün ardında bir savaş sürmektedir. Zenginler fakirlerle, gençler ebeveynleriyle, kadınlar kocalarıyla, öğretmenler öğrencileriyle sürekli bir çatışma halindedir. Pagford kesinlikle göründüğü gibi bir yer değildir.Belediye Meclisi'nde Barry'den boşalan koltuk, kasabanın görüp göreceği en büyük savaşın tetikleyicisi olacaktır. Türlü düzenbazlıklar ve hırsla süren, herkesin birbirinin foyasını ortaya çıkaracağı seçim savaşında zafer kimin olacaktır?Sayfa Sayısı: 592Baskı Yılı: 2013Dili: TürkçeYayınevi: Doğan Kitap
Harry Potter serisinin yazarı Rowling, akıcı kalemiyle oldukça hacimli bu romanı okuru yormadan okutuyor. Başlık, ilk bakışta zihnimde siyasi bir çağrışım uyandırmıştı; bu düşüncemin doğru çıktığını da söyleyebilirim. Ancak roman yalnızca siyasetle sınırlı değil, okuru farklı yönlere çeken dopdolu bir içerik sunuyor.
Olaylar küçük bir kasabada geçiyor. Zaten kitabın arka kapak metni de “küçük bir kasaba hakkında büyük bir roman” vaat ediyor ve gerçekten de tam olarak bunu veriyor.
İlk bölümlerde karakter sayısının fazlalığı beni biraz zorladı. İsimleri unutmamak için ufak notlar aldım, hatta karakterlerin küçük bir haritasını bile çıkarmış oldum.
Roman, bilgileri parça parça verip sonrasında birleştirerek müthiş bir bütünlük kuran etkileyici bir kurguyla ilerliyor. Genel olarak büyük bir beğeniyle okudum. Yalnız, 18 yaş altı için uygun bir kitap olduğunu düşünmüyorum.
Merak edenler için kitabın baş kısmına dair aldığım birkaç notu da paylaşayım:
Barry ve Mary, dört çocuklarıyla birlikte yaşayan bir çift. Barry kırk yaşını az geçmiş, sürekli baş ağrıları çeken biri. Bu baş ağrılarından birinin tuttuğu gün, aynı zamanda evlilik yıl dönümlerine denk geliyor. Mary, kendisine sunulan bir tebrik kartıyla günü geçiştirmeye çalışıyor. Fakat evliliklerinin 19. yılı olduğu için Barry’den bir karttan fazlasını bekliyor. Barry ise hem baş ağrısıyla uğraşıyor hem de yerel gazeteye yetiştirmesi gereken bir yazı var. İçinden gelmese de Mary üzülmesin diye onu akşam yemeğine çıkarmak istiyor.
Yemeğe gidecekleri yer, Barry’nin üyesi olduğu golf kulübünün restoranı. Mary bu seçimi hiç yadırgamıyor, hiç yoktan iyidir gibisinden memnun oluyor. Hazırlanıp kendi araçlarıyla yola çıkıyorlar. Yolda Barry’nin midesi bulanıyor; yemek yiyince geçeceğini düşünüp önemsemiyor. Kulübe vardıklarında otoparka geçip araçtan iniyorlar. Barry’nin başı o gün her zamankinden daha çok ağrıyor ve bir anda, daha önce hiç hissetmediği kadar şiddetli bir acı, adeta beynini delip geçiyor. Oracıkta yere yığılıyor.
İlerleyen bölümlerde, Barry’nin çok yönlü ve çalışkan bir karakter olduğunu parça parça anlatılarla okuyoruz. Banka müdürlüğü, yazarlık, antrenörlük gibi rolleri bulunduğunu ve aynı zamanda belediye meclis üyesi olduğunu da öğreniyoruz. Ondan boşalan koltuğa oturmak isteyenlerle birlikte asıl çatışma ve gerilim başlıyor.