Jack London, Kuzey topraklarını konu alan eserlerinde okurlarını buzla sarmalanmış bir diyarda adım adım gezdirir. Biri 1902’de, öbürü 1908’de yayımlanan ve “Ateş Yakmak” başlığını paylaşsalar da birbirlerinden olay örgüsü yönünden ayrılan iki hikâyeyle, “Yaşama Azmi” adlı üçüncü bir hikâyenin bir araya getirildiği bu derlemede de Jack London insanın buz kaplı doğayla ve kendi benliğiyle yüzleşmesini anlatır. Gençliğinde Klondike bölgesine altın aramaya giden ve soğuğun hüküm sürdüğü bu topraklarda bizzat yaşamış olan London, Alaska’dan Yukon’a, Kolondike’ten Kanada tundralarına kadar yörenin coğrafyasına ve sakinlerine oldukça hâkimdir. Jack London’ın karakterleri Kuzey’in dört bir yanda uzanan bembeyaz topraklarında vahşi doğanın gücüyle amansız bir mücadele halindedir. Doğanın, soğuğun ve pek iyi bilmedikleri bir coğrafyanın pençesinde, hayata tutunmaya çalışırlar. Ve ateş yakmak, bu varoluş mücadelesinin ilk adımıdır.
Jack London’un Ateş Yakmak adlı eseri, insanın doğa karşısındaki çaresizliğini ve doğanın acımasız gerçekliğini gözler önüne serer. Basit gibi görünen bir yolculuk, aşırı soğukta hayatta kalma mücadelesine dönüşür. Hikâyede insanın özgüveni, dikkatsizliği ve doğayı hafife alması ölümcül sonuçlara yol açar. London’un yalın ama güçlü dili, okura hem doğanın büyüklüğünü hem de insanın sınırlarını hatırlatır. Okurken üşüyebilirsiniz ☺