Algernon’a Çiçekler, bugüne dek 27 dilde 30 ülkede yayınlandı, 5 milyon adetten fazla sattı. Prestijli Hugo ve Nebula ödüllerini kazandı.
Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamlarının, zeka seviyesini artıracak deneysel ameliyatı gerçekleştirmeleri için kusursuz bir adaydır. Bu deney Algernon adındaki laboratuvar faresinde test edilmiş ve büyük bir başarı elde edilmiştir. Ameliyattan sonra, Charlie’nin durumu günlüğüne yazdığı raporlarla takip edilmeye başlanır. İlk yazdığı raporlara çocuksu bir dil ve imla hataları hakimdir. Ve sonra ameliyat etkisini göstermeye başlar. Charlie artık, insanların kendisiyle dalga geçemeyeceğini ve bir sürü arkadaş edineceğini, aşık olduğu kadına açılabileceğini düşünür. Fakat zekası normalin çok üstüne fırladığından, çevresinde yadırganır, kıskanılır ve istemiş olduğu arkadaşları edinmekte yine başarısız olur ve yine yalnızdır...
Bu deney, son derece önemli bir buluş olarak görülüyordu, ta ki Algernon’da ani bir gerileme baş gösterene kadar... Acaba Charlie’de de aynı gerileme olacak mıydı?
*İnandırıcı, sürükleyici ve oldukça dokunaklı bir hikaye.*
-New York Times
*Heyecan verici bir günlük… Bu kitaptaki bazı sahneleri hayatım boyunca aklımdan çıkarabileceğimi sanmıyorum.*
-The News and Observer
*İnsanı içine çeken bir roman, özgün… Önemini uzun süre kaybetmeyecek bir hikaye.*
Kitabın Adı : Algernon 'a Çiçekler Yazarı : Daniel Keyes Yayınevı : @koridoryayinlari Türü : Roman Basım Yılı: 2025 Sayfa Sayısı: 325 Sayfa
Düşünceler: Daniel Keyes 'in (1927-2014) bu eseri modern dönem edebiyatının en çok okunan kitaplarından birisidir. 27 dile çevrilen 30 ülkede yayınlanan eser çok sayıda ödülde kazanmıştır.
Roman yazarın kendisine " zeki olsaydım beni daha çok sever miydiniz ? " diye soran bir öğrencisinden aldığı ilham ile yazılan bir kurgu eserdir.
Iq seviyesi 68 olan ( çocuktan dahi düşük bir zekâ seviyesi) Charlie Gordon daha önce deney farelerinde denenen ancak bilimsel yeterliliğe sahip olmayan bir ameliyat ile normal insanlardan çok daha zeki hâle gelir.
Ancak ameliyat sonrası insanların gerçek ve acımasız yüzünü görmeye başlayan Charlie için hayat artık eskisi gibi basit ve neşeli değildir.
Annesi tarafından çocukken şiddet gören ,dışlanan Charlie toplumca sevildiğini düşünse de aslında işlerini yaptırdıkları , dalga geçip eğlendikleri bir Charlie olduğunu anlar ve büyük bir ikileme düşer. Charlie artık eski Charlie değildir.
Deney bir süre sonra başarısız olur ve Charlie tepe noktasından aşağı doğru ,eski haline dönmeye başlar.
Charlie 'nin bu duygu dolu hikâyesi aslında toplumsal bir eleştiridir aynı zamanda. Farklı olana , güçsüz olana karşı toplumun vurdumduymazlığı bir yana onu sömürmeye çalışması, ezmesi, saygı duymaması gibi.
Son olarak Kitabın başındaki saf ve masum Charlie 'nin dilinin Kitabın sonunda adeta feryadı dönüşmesi beni çok etkiledi.
Daniel Keyes’in Flowers for Algernon (Algernona Çiçekler) romanı, zekâ ile mutluluk arasındaki ilişkiyi, insan olmanın özünü ve toplumun farklı bireylere bakışını çok güçlü bir şekilde anlatan bir hikâyedir. Roman hem bilimkurgu hem psikolojik dramdır ama asıl vurucu olan duygusal gerçekliğidir.
1) “Daha zeki olmak” her zaman mutluluk getirmez.
Charlie Gordon zihinsel engelli bir adamdır ve bir deneyle zekâsı olağanüstü düzeye çıkar. Toplumun ona nasıl davrandığını, zekâsı arttıkça fark etmeye başlar. Zekâsı yükseldikçe: İnsanların ona aslında acıdığını, Alay ettiklerini, Onu “eşit biri” olarak görmediklerini anlaması, kitabın en can acıtan noktasıdır.
Zekâ artar, acı da artar. Bu, romanın en temel mesajıdır.
2) Algernon bir aynadır
Algernon isimli laboratuvar faresi, Charlie’nin kaderinin bir ön izlemesidir. Algernon’un deney sonrası zekâsının artması ama bir süre sonra gerilemesi, sonunda ölüm Charlie için kaçınılmaz bir işarettir.
O yüzden Algernon’un ölümü sembolik olarak Charlie’nin de zihinsel düşüşünün habercisidir. Bu sahne, kitabın kırılma anıdır.
3) Charlie’nin yükselişi bir “aydınlanma”, düşüşü ise bir “yuvaya dönüş” gibidir.
Zekâsı yükseldiğinde Charlie:
Bilimde devrim yaratabilecek seviyeye çıkar, Birçok dili öğrenir, Derin psikolojik analizler yapar, Kendi geçmişini hatırlayıp travmalarıyla yüzleşir. Bu dönem aslında insan zihninin sınırlarını gösteren parlak ama yalnız bir zirvedir.
Zihinsel düşüş başladığında ise:
Harfleri unutması, Cümle kuramaması, Arkadaşlık ilişkilerinin bozulması, Kendine doğru düzgün bakamaması, insanın zekâya bağımlılığını, ama aynı zamanda zekâdan bağımsız bir değer taşıdığını hatırlatır.
4) Aşkın trajedisi
Charlie ile Alice Kinnian arasındaki aşk, romanın en duygusal damarlarından biridir.
Zekâ artarken ilişki kurmakta zorlanır, Zekâ azalırken ise ilişkiyi sürdüremeyecek hale gelir. Aşk, bir türlü “aynı seviyede buluşamayan” iki insanın trajedisidir.
5) Toplumsal eleştiri: Farklı olanı anlamıyoruz
Kitap, şu soruları çok sert bir şekilde yüzümüze vurur: Toplum olarak zihinsel engellilere gerçekten saygı duyuyor muyuz? “Bizden farklı” olan insanlara nasıl davranıyoruz? Zekâsı düşük biri sevgiye, saygıya daha mı az layık? İnsanların değeri diplomalarıyla mı ölçülür? Romanın en büyük başarısı: Okuru kendi vicdanıyla yüzleştirmesi.
6) Son mesaj: İnsanın değeri zekâsı değildir
Charlie sonunda zekâsını kaybeder ama duyguları kalır.Arkadaşlık, sevgi, iyi niyet, masumiyet… Roman burada çok açık bir mesaj verir:
> Gerçek insanlık IQ’da değil, kalpte.
7) Neden bu kadar etkileyici?
Çünkü roman aslında hepimizin içinde olan bir korkuya dokunur:
Sevilmemek, Yetersiz olmak, Yalnız kalmak, Anlaşılmamak, En yüksek noktaya çıkıp tekrar düşmek.
“Algernon o kadar akıllıymış ki , ona yemek verdiklerinde her seferinde değişik bir kilit koyuyorlarmış. Ve her seferinde kişiyi açmayı başarıyormuş . Bu beni biraz üzdü. Çünkü eğer ögrenemeseydi demekki yemeğini yiyemeyecekti ve aç kalacaktı.”