20 Nisan 1969 yılında Almanya da dünyaya gelmiştir. Muhabir olarak başladığı yazın yaşamına kısa öyküler yazarak devam etmiştir. Kısa zamanda korku-gerilim türünde ses getiren eserler yazmıştır. Wulf, on iki yaşında kısa öyküler yazmaya başladı ve ilk yayınını on altı yaşında yerel bir gazetede yaptı. Sonraki yıllarda gazete, dergi ve antolojilerde öyküleri yayımlandı.
Tam zamanlı bir yazar olmadan önce Wulf, bir psikiyatri terapisti ve klinik araştırmacı olarak çalıştı. Yirmi yıl boyunca zihinsel engelli insanlara mesleki rehabilitasyon ve iş koçluğu yaptı.
Wulf Dorn, Jan Forstner, Mark Behrendt, Doro Beck, Simon Strode, Robert Winter gibi karakterler yarattı. Psikolojik gerilim romanları uluslararası en çok satanlar haline geldi ve ona En İyi Uluslararası Roman dalında Fransız Prix Polar da dahil olmak üzere pek çok ödül kazandırdı.
Ekim 2009 da, ilk gerilim romanı TRIGGER, büyük bir başarı elde etti; psikiyatrist Ellen Roth un büyüleyici hikayesi birçok dile çevrildi ve dünya çapında bir milyondan fazla sattı.
Wulf, yazılarının yanı sıra David Bowie, Mario Puzo, David Lynch, Francis Ford Coppola ve Jack the Ripper ın metinlerini Almanca ya çevirmiştir.
Aynı zamanda sesli kitap anlatıcısıdır ve Iris Berben, Anna Thalbach, Bibiana Beglau, Ekkehardt Belle, Benno Fürmann ve Alman punk efsanesi Bela B gibi oyuncularla sahne okumaları yapmıştır.
...beni seveceksin. benim seni şimdiden sevdiğim gibi. üstelik senin benden haberin bile yokken seviyorum seni. daima seni düşünüyorum. yakında sen de beni aklından çıkaramayacaksın.
dünya bazen içinden çıkamadığın kapkara bir kafese dönüşür.. o zaman tek çare, yeniden özgür olabilmek için savaşmak ve elinden ne geliyorsa yapmaktır..
"Ölüm insan ayırmaz. Onun karşısında hepimiz eşitiz. Önceden kim olduğun umurunda bile değildir. Sanırım hayattaki bütün adaletsizlikler böyle telafi ediliyor."
"Onlarla ilişki kurması eşyaların insanlardan daha güvenilir, özellikle de daha anlayışlı olmalarındandı. Bir CD her zaman CD, bir kitap da her zaman kitap olarak kalırdı, asla değişmezdi. Insanlarsa değişiyordu ve bu onu sık sık rahatsız ediyordu."
Ailesini trafik kazasında kaybeden otizmli bir çocuğun hayatına nasıl devam etmeye çalıştığını anlatıyor. Kazadan sonra halasının yanına taşınıyor ancak kendi işleriyle meşgul olan halası, Simon'ı yatılı bir okula kaydediyor. Ailesinden kalan tek kişi ise abisi Mike. Yirmilerinde olan abisi de doğal olarak kendi hayatına bakmak istiyor ve ciddi olduğu bir ilişkisi var. Bu durum Simon'ın travmasını daha da kötü etkiliyor.