Aristokrat bir kadın olan Madam Prie’nin yavaş yavaş çöken hayatı anlatılır. Yıllarca ayrıcalıklı bir dünyada yaşamış olan bu kadının ihaneti ortaya çıkınca, toplumdaki konumunun değişmesiyle birlikte yalnızlığa, yoksulluğa ve içsel bir çöküşe sürüklenir. Bir zamanlar hayranlık uyandıran hayatının artık sadece hatıralardan ibaret kaldığını fark ettikçe, geçmişine tutunmaya çalışsa da gerçeklerden kaçamaz. Sonunda kendi iç dünyasında kaybolan karakter, hem sınıfsal hem psikolojik bir çöküşün sembolüne dönüşür.
Zweig’in bu eseri, tarihin tozlu sayfalarından çekilip çıkarılmış gerçek bir hayat hikayesi.Kişilik analizi ve ruhsal durumları, her zamanki gibi, okuyucuya neyi yansıtmak istiyorsa ona ayna tutuyor. Toplumsal statüyle şekillenen kimliklerin ve şöhretin elden gitmesiyle geriye kalan koca bir boşluğu anlatan kitap, hem empati kurduruyor hem de sorgulatıyor. Zweig, eserlerinde çoğu zaman bir çöküşü merkezine alırken adeta olaylardan ve karakterlerden intikam alırcasına keskin bir gerçekçilik sunuyor. Her kitabı ayrı bir keyif; kesinlikle tavsiye ederim.