Aşk, bir çiçeğin tomurcuklanması gibi, her kültürde farklı bir biçimde açar. Batı'da aşk, çoğu zaman bireysel bir serüven, özgürlük arayışı olarak tanımlanırken, Doğu kültürlerinde aşk, çok daha kolektif ve bağlayıcı bir anlam taşır. Aşk, en saf haline, kalbin ruhu kadar derin bir biçimde dokunur. Her kültür, aşkı kendi biçiminde yaşar, fakat her biçim, insan ruhunun aynı arzusuna hizmet eder: birleşmek, bir arada olmak, bir bütün olmak.