@mervekaba
İnceleme
3a
Bir fikir işçisi: Cemil Meriç
Kitaba Cemil Meriç'in oğlu Mahmut Ali Meriç'in babası için yazdığı Entelektüel Bir Otobiyografi ile başlıyoruz.

Birinci bölüm sayfa yirmi bir ile elli üç arasında, çoğunlukla Jurnal, Mağaradakiler, Mektuplar kitaplarından kısa alıntıların yapıldığı Cemil Meriç'in çocukluğu, gençliği ve yaşantısına ait bazı anıları ve düşüncelerinden oluşmakta ayrıca feyz aldığı bir çok öğretmeninden, düşünce hayatına yön veren ustalardan ve yalnızlığından da söz ediyor.
"Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim." (s.39)

İkinci bölüm Gerçek Entelektüel, elli üç ile altmış üç sayfaları arasında yine yukarda bahsettiğim kitaplardan kısa alıntılarla devam ediyor. Bu alıntılar daha çok sağ ve sol, aydın ve aydın olmak, düşünce üzerinedir.
"Gerçek entelektüel, önce ülkesinin haklarını, düşman bir dünyaya haykırmakla görevlidir." (s.60)

Sayfa elli üç de yıllara göre Cemil Meriç Kronolojisini oğlu Mahmut Ali Meriç tarafından hazırlanmış. İlk iki bölüm bu fikir işçisini tanıma ve anlamaya yönelik güzel bir zemin hazırlıyor.

Ve iki bölümden sonra Bu Ülke:

I-Sihâm-ı Kazâ (Kaza Okları (s.79-s.166) başlığı altında Robinson Crusoe'nun yazarı Daniel Defoe' dan çok güzel bir alıntı ile başlıyor.
"Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala, hem de alçaktır. Bir adamın "benden başka herkes aldanıyor" demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?"
Bu bölümde kendi içinde iki ayrı kısımdan oluşuyor. Bâbil ve Müstağripler. Bâbil Tevrat'tan bir alıntı ile başlıyor. Sağ ve sol, Batı dünyasındaki fikir adamlarından, gericilik, kitap özellikle dergi ve edebiyat dünyası ve daha başka nice konuyla ilgili denemelerini okuyoruz. Tabii okuyup geçemiyoruz bu fikir işçisinin satırları oldukça etkileyici ve düşündürücü.
Müstağripler kısmı da Ahmet Mithat'ın bir alıntısı ile başlar. Mûstağrip başlıklı yazısında " Tanzimat sonrası Türk aydınına en çok yakışan sıfat.." olarak belirtir ve kaçıştan bahseder takip eden yazılarında İrfan'a, Yunan'a, İran'a, Mutlak'a ve Batı'ya.

II- Biz ve Onlar bölüme (s.167- 224) Avusturya devlet adamı Metternıch'ın Sadık Rıfat Paşa' ya gönderdiği mektubuyla başlıyor. Kısaca Avrupa ile bizim ayrı dünyaların insanı olduğumuzu belirtir ve Batılılaşma girişimlerini eleştirdiği bu mektupta verilen öğüt bence günümüzde de hâlâ alınamamıştır.

III- Münzevi Yıldızlar (s.227-s.254)
Kelime anlamı insanlardan kaçan, tek başına yaşamayı seven anlamına gelir. Bu bölümde Dante, Kemal Tahir, Said Nursî', Tagor ve (kitapta farklı kısımlarda da çokça ismi geçen) Balzac söz ettiği bazı kişilerdendir.

IV- Fildişi Kuleden (s.257-s.267) ve V- Bâki Kalan (s.271-s.299)
Bu iki bölüm önceki bölümlere nazaran kolayca okunan, akıcı bölümler olmakla beraber burada da yine altı çizilecek birçok harika cümleler bulunuyor.

Kanaviçe kısmında da yanında * işareti olan kelimeler ve kişilere ilişkin detaylar verilmiş.

Her kitabın bir rengi olduğunu hisseden ben bu kitabı tekrar okuduğumda rengarenk bir tablo buldum karşımda, öyle aklınızı başınızdan alacak renkler değil bunlar bizden, derin ve düşünceli renkler.
Yıllar önce olduğunda kitabın arka sayfasına şu notu düşmekte ne kadar haklıymışım:
"Okurken kalemi elimden bırakamadığım tek kitap."
Bu Ülke
Cemil Meriç - İletişim Yayınevi - 2023
1.621