“Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum."
Bir dönem yasaklanan Tolstoy’un İtiraflar eseri, inanç biçiminin sorgulandığı, Yaratıcı ve dinle hiçbir ilişkisi olmayan bir insanın Yaratıcı’ya ulaşma çabasının anlatıldığı, bu çabada ölümü ve hayatı yargılamasının da yer aldığı bir başyapıttır. İtiraflar’da Rus edebiyatının en ünlü yazarının yıllar süren arayışına tanıklık ederken iç dünyasına da bir yolculuğa çıkacaksınız. Kim bilir, belki kendi iç dünyanıza da!
“Bedenin hayatı kötüdür, bir yalandır. Bedenin hayatının imhası bir nimettir. Bunu özlemle beklememiz gerekir.” der Sokrates.
Schopenhauer, Hayat olması gereken şey değil. Hayat kötü bir şey ve sunduğu tek nimet hiçliğe açılan bir kapı olması demektedir.
Süleyman’a göre Dünyadaki her şey, budalalık, akıl, zenginlik, fakirlik, keyif, keder, hepsi anlamsız, boştur. İnsan ölür ve geriye hiçbir şey kalmaz. Bu saçmadır.”
“Acı çekmenin, düşkünlüğün, yaşlılığın, ölümün kaçınılmaz olduğunu bilerek yaşamak imkânsızdır, kendimizi yaşam, yaşamın getirebileceği tüm ihtimallerden soyutlamalıyız.” der Buda.