Kendini bilen insanın, hata ve günahlarıyla yüzleşmesi için nefsi yeterlidir. Kuran’da, “Kendini kınayan nefse yemin olsun” denilmektedir. Başkalarını kınamak kolay olandır. Zor olan, insanın kendini kınamasıdır. Kendimizi ne kadar iyi ve doğru görsek de, ortaya bir yığın mazeret döksek de, ne olduğumuzu biliriz gerçekte. Çünkü insan hem kendi nefsine tanıktır, hem de nefsi bu tanıklığa en büyük kanıttır.
Kuran, “Kendi istek ve tutkularını ilah edineni gördün mü?” diye sorar ve nefsinin bencil tutkularından korunanların kurtuluşa erenler olacağını söyler. Yine Kuran, “Kendi nefsinizi temize çıkarmayın; kimin sakındığını en iyi bilen Allah’tır” diyorken bize, kınamak için kendi nefsi yeter herkese.
Umutsuz insan, tükenmiş insandır. Kendi elimizle kendimizi tüketmeyelim. Bu kadar engin rahmet sahibi bir Rabbimiz varken "Nasıl olsa artık affedilmen. Affedilmem mümkün değil" demeyelim. Geçmişte yaşadığımız hayattan ve hatalarımızdan pişmanlık duysak da artık affedilmemizin mümkün olmadığını düşünmeyelim
Hayatını Allah in rıza ve hoşnutluğuna adayan kimse sağlam bir temel üzerine var eder kendini. Nefsine zulme derek azgınlık eden ise, çöküp yıkıma uğrayacak bir hayatın peşinde felakete sürükler kendini:
İnsan için dünya hedeflerinin en büyüğü Allah'ın rızasının en güzel şekilde kazanılmasıdır. Tüm planların bir gün yok olacaklar üzerine kurulması son derece anlamsızdır.
"Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'ın ve Resul'ünün çağrısına uyun." Enfal 24
Kur'an ayetleri bize nefsimizi öldürmemiz mesajını değil, dünya hayatının geçiciliğini ve ölüm gerçeğini bil ama ölmeden önce gerçekleri gör ve diril mesajını verir. Çünkü Kur'an öldürmez aksine hayat vererek diriltir:
Erdemli insan, Allah'a derin bir sevgi ve saygı ile teslim olan ve en başta O'na sonra da O'nun yarattıklarına karşı sorumluluk bilincine sahip ilkeli insandır.