Cibran’ın en sevilen yapıtı Ermiş’in devamı olan Ermişin Bahçesi, yazarın ölümünden sonra, 1933’te yayımlandı. Ermiş’in sonunda on iki yılını geçirdiği Orphalese kentinden ayrılarak denize açılan El Mustafa, doğduğu adaya, annesiyle babasının ebedi uykularına daldıkları bahçeye döner. Uzun bir aradan sonra müritleriyle yeniden bir araya gelmiştir. Onlara ayrılıktan, yalnızlıktan, zamandan, insanla insanı, insanla doğayı birleştiren bağlardan söz eder. Sözlerinde mutlu ve aydınlık bir hayatın sırları gizlidir yine.
Sabah güneşinin bir çiy damlasındaki imgesi güneşin kendisinden daha az değildir. Hayatın ruhunuzdaki yansıması da hayatın kendisinden daha az değildir.
Çiy damlası ışıkla bir olduğu için yansıtır ışığı; siz ve hayat bir olduğunuz için hayatı yansıtırsınız.
Karanlıklar üstünüze çöktüğünde, şöyle deyin: 'Bu karanlıklar henüz doğmamış şafaktır; her ne kadar gecenin doğum sancıları içime dolsa da, tepelere doğan şafak bana da doğacaktır.