Bir kâbusun içine çekilmeye hazır mısınız?
RÜYA: Altı yaşında bir kız, geceleri rüyalarında kayıp kadınların ölümlerini görmeye başlar. Bu rüyaların gerçek olduğu anlaşıldığında yaşanan baskı ile tra...
TEDAVİ 1. GÜN “Korkuyor musun?” Cevabını bekleyemeyen bir soru daha. Bakışları korkusunu ele veriyor, ama bunu söylemekten çekiniyor, sanki korkusu artacakmış gibi sessiz kalmayı tercih ediyordu. "Hiçbir şey hissetmeyeceksin.” "Küçük kız umurumda bile değil der gibi omzunu silkti. Asıl korkularının çok başka şeyler olduğunu kabullendirmiş olması gerekiyordu. “Rüyadaki kadar değil.” Küçük kızın önünde diz çöktü. “Korkularının gerçek olmadığını biliyorsun en azından değil mi? Onların hepsi bir rüya.” İç çekip küçük kızın ellerini avuçlarının içine aldı. “Yakında kurtulacaksın. Bunun için elimden geleni yapacağım.” Bu sözler, tebessümle bitmesine rağmen çok da etkili olmamıştı. Küçük kızın uykusuz mavi gözleri boşluğa bakarken her seferinde biraz daha karanlıklaşmıştı. Gözlerine dikkatlice baktığında ürperdi. O karanlıkta kendisi ile başkalarını da hapsedecek kadar yer vardı. “Hazır mısın?” Başını sallamakla yetindi ama yaşananların farkında değil gibiydi. Sadece bir fısıltı duydu. “Senin de korkuların var mı?” “Evet, tabii… Yani her insan korkar.” Ayağa kalkıp küçük kızın başındaki elektrotları kontrol etmeye başladı. “Ama benim korkularım seninkilerden oldukça farklı.” Yavaşça başını kaldırdı kız. “Senin korkuların nedir?” Küçük kızın yanına oturdu. “Bunu sana şöyle anlatabilirim. Benim korkularım daha gerçek şeyler. Yani… Nasıl söylesem. İnsanlar büyüdükçe yaşadıkları hayata dair korkuları olur. Mesela parasız kalmak, terk edilmek, kaza geçirmek ve…” sonuncuyu söylemenin işleri daha da kötüleştirebileceğini düşündü. “Ama küçükken ben de seninkilere benzer şeylerden korkardım. Yani gerçekte olmayan. Şey gibi...” “Rüyalar.” “Ah, evet rüyalar.” “Sonra onlardan nasıl kurtuldun?” “Onların gerçek olmadığını anladığımda her şey daha kolay oldu diyelim.” “Benimkilerin gerçek olduğu…” “Hayır seninkiler de gerçek değil hayatım. Onlar sadece rüya. Hepsi bitecek bana inan.” Aralarındaki güven bağı sağlamlaşana kadar sessizce bakıştılar. “Artık başlayalım mı?” Bütün kontrolleri bitirdiğinde odanın içerisindeki resimlerle kamufle edilmiş cam bölmeye baş parmağını kaldırarak tamam işareti yaptı. Doktor cam bölme ardından tüm hazırlıkları izlerken içeride konuşulanların hepsini duyuyordu. Rüyalarına bu kadar inanması bu küçücük çocuğun suçu değildi. Onu buna inandırmışlar zamanla her şey farklı ve baş edilemez bir hâl almıştı. Artık sadece rüyalarından değil, uyumaktan da korkuyordu. Uyumak rüyalarındaki kuyu… “İşe yarıyor.” Doktor düşüncelerinden sıyrıldı. Elini yanındaki delikanlının omuzuna koyup hafifçe sıktı. “Bu çok iyi.” Kendinden emin bir ses tonuyla konuşmuş olmayı umdu. “Her elektrottan sinyal alıyor muyuz?” Tekniker delikanlı, önündeki ekrana odaklandı. “Çalıştıklarından eminim ama henüz tam bir sinyal yakalamak için erken.” Teknikerin işini bildiğinden emin olarak odadaki mikrofona eğildi. Konuşmadan önce içerideki asistan doktorun, saçlarını düzenlemesini izledi. “Renklerle başla.”