Benedict Curipeschitz İncelemeleri

Yazar

0

Takipçi

0

Beğeni

7

Görüntüleme

Benedict Curipeschitz İncelemeleri

Mertcan
#Tarih - @callmeishmael
İnceleme
2s
Zorunlu Bir Ziyaretin Güncesi
Bundan yaklaşık 500 yıl önce, 1526’da, Mohaç’ta Osmanlı ve Macar orduları arasında iki saat süren ve Osmanlının zaferiyle sonuçlanan meydan muharebesinin ardından, Macar topraklarının çoğu Osmanlı egemenliğine girdi. Bu muharebede ilk kez 300 topu bir arada gören Macarların, bunlar bu gidişle bir dahaki sefere bizi haritadan silecekler korkusu dört bir yanlarını sardı ve çarpışmadan dört ay sonra I. Ferdinand’ı kral seçtiler. Yeni kral başa geçtikten sonra, Osmanlı ile dostluk kurmak için iki defa elçiler gönderdiyse de elçiler ya başarılı olamadı ya da yarı yolda geri çevrildiler.
21 Ağustos 1530’da ise nihayet, bugünkü Lübliyana’dan yola çıkan 40 kişilik bir elçi heyeti, Bosna/Sırbistan/Bulgaristan üzerinden, iki aylık bir yolculuk sonucu 17 Ekim’de İstanbul'a vardı. Bir ay kadar İstanbul’da ağırlanan heyet, Pargalı İbrahim’le üç kez, Kanuni Sultan Süleyman’la da iki kez görüşme fırsatı buldu ve krallarının ricalarını Osmanlı Sultanı’na iletti. Heyetin başında gönderilen şövalye Joseph von Lamberg ile şövalye Niclas Jurischitz’in yanında çevirmen olarak Orenburglu Benedikt Kuripesiç görevlendirildi ve Kuripesiç 5 aylık bu yolculukta yaşadıklarını, gördüklerini günbegün not etti. İşte bu eser de o yolculukta görülen şeylerin kayda alındığı eserdir.


Başka yerlerde, başka incelemelerde bu kitabı pek beğenmeyenlerin, okunmasa da olur diyenlerin olduğunu gördüm fakat ben buna katılamıyorum.
Öncelikle kitap çok kısa, bir-iki saatte bitirebilir ve okuyucusunun fazla zamanını almıyor. İkincisiyse, daha önce bilmediğim bazı şeylerin ilk kez bu kitapta karşıma çıkmış olması; mesela heyetin, saraya geldiklerinde içeride gördükleri filler, zürafalar, aslanlar, leoparlar karşısında yaşadıkları şaşkınlığa ben de ortak oldum, çünkü bizim saraylarımızda bu tür hayvanlar olduğunu bilmiyordum(aslan hariç). Ve benzeri şeyler…
Günlüğü tutan yazarın, biz Türklerin aleyhinde abartılı biçimde yazdıklarını ben de beğenmedim, zaten çoğu doğru da değil, diyorum ya abartmış. Ama bunlar bile yine de kitabın okunmaması için bir neden değil, bunları çok dert de etmedim, çünkü topraklarını yavaş yavaş kaptırdıkları düşman bir ulusa karşı yurtsever, halkçı bir insanın yazdıkları illaki duygusallığın da etkisiyle biraz abartı olabilir, normaldir. Heyetin geçtiği yerlerin, coğrafi özelliklerinin, harita bilgisi bakımından anlatımlarınınsa biraz sıkıcı olduğunu söyleyebilirim ama kısa kısa bahsedildiği için bu da çok dert değil.

İşin doğrusu, kitabı alırken neyle karşılaşacağımı pek bilmiyordum ama sonunda memnun kaldığımı söyleyebilirim. Kitabı okurken, çok defa, bu kitabı bir gün filme uyarlasalar acaba ortaya nasıl bir şey çıkar diye düşündüm ve bir romanmışçasına, yolda karşılaşılıp da pek ayrıntılı anlatılmayan olayların devamında neler olmuş olabileceğini kafamda kurguladım ve hayalimde filme uyarladım. Sırf bu keyfi bile tattırdığı için ben kitabı beğendim ve ilgililerine öneriyorum.
Yolculuk Günlüğü 1530
Benedict Curipeschitz - Türk Tarih Kurumu Yayınları - 1989
12